demek
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Bağlaç
[değiştir]demek
- öyle mi
- Muşmulaya döngel de derler.
- yani
- Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor. - Tarık Buğra
- inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
- Küt dedi, düştü.
Çeviriler
[değiştir]Eylem
[değiştir]demek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi der)
- söylemek, söz söylemek
- Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - B. Felek
- ad vermek
- Muşmulaya döngel de derler.
- bir dilde karşılığı olmak
- Kamer "ay" demektir.
- herhangi bir ses çıkarmak
- Küt dedi, düştü.
- herhangi bir kanıya, yargıya varmak
- Bu işe herkes ne der?
- düşünmek
- oranlamak
- Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.
- ummak
- Bundan sonra gelir mi dersin?
- erişmek
- Saat yedi dedi mi uyanırım.
- bir işe kalkışmak, yeltenmek
- Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun.
- saymak, kabul etmek
- Yarım milyon dediğin nedir? - M. Ş. Esendal
- bir şey anlamına gelmek
- Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - B. Felek
Çekimleme
[değiştir]demek eyleminin çekimi
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "demek" maddesi
Kırım Tatarca
[değiştir]Eylem
[değiştir]demek
- demek
- 'Bayraq künü birlik demektir.'