İçeriğe atla

beklemek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Osmanlı Türkçesi بكلمك sözcüğünden devralındı, بكله‌مك (beklemek) sözcüğünden, Ana Şaz Türkçesi *bekle- sözcüğünden, *bek sözcüğünden. Morfolojik olarak: pek + -le.

Söyleniş

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

beklemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bekler)

  1. acele etmemek, süre tanımak
    Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi. - Nâzım Hikmet
  2. aramak, istemek
    Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var. - Feridun Fazıl Tülbentçi
  3. bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
    Ben de seni bekliyordum zaten. - Ahmet Ümit
  4. bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek
    • Mehmet EROĞLU, 2020 Yarım Kalan Yürüyüş, sayfa 117 , İletişim Yayınları
      "Yoksa gece başında mı beklediniz, Doktor?"
  5. karşılaşma ihtimali bulunmak
    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
  6. oyalanmak
  7. ummak
    Nikâhtan bu kadar keramet bekleme! - Peyami Safa

Çekimleme

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Eski Türkçe

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. beklemek
  2. gözetmek
  3. saklamak
  4. hapsetmek
  5. pekitmek
  6. kapatmak

Türkmence

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

beklemek

  1. kapamak, örtmek
  2. kuvvetlendirmek, güçlendirmek, sağlamlaştırmak.