ötmek
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Eylem
[düzenle]ötmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi öter)
- kuş veya böceklerin değişik tonda ses çıkarmaları, sır etmek
- Gelmiş o yaylanın baharı. Öter bülbüller hoştur avazı. - Âşık Veysel
- herhangi bir cismin sürekli ses çıkarması
- (müzik) üflemeli çalgıların sesi çıkmak
- Bu flüt ötmüyor.
- anlamsız, boş konuşmak
- Onlar saçma sapan ötüp dururken ben içimden şöyle düşünüyordum. - R. H. Karay
- sarhoş kusmak
- gizli bir şeyi söylemek
Deyimler
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "ötmek" maddesi
Kırım Tatarca
[düzenle]Ad
[düzenle]ötmek
- (yiyecekler) ekmek
Kaynakça
[düzenle]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
Türkmence
[düzenle]Eylem
[düzenle]ötmek
Kaynakça
[düzenle]- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.