yabancı
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: konuk |
Türkçe[düzenle]
Söyleniş[düzenle]
Ad[düzenle]
yabancı (belirtme hâli yabancıyı, çoğulu yabancılar) -sı
- başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan kişi
- belli bir yere veya kişiye mahsus olmayan kişi
Çekimleme[düzenle]
yabancı adının çekimi
Türetilmiş kavramlar[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|
Ön ad[düzenle]
yabancı (karşılaştırma daha yabancı, üstünlük en yabancı)
- başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan, bigâne, ecnebî
- Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok. -R. E. Ünaydın}}
- başka bir milletle ilgili olan, özge
- Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. -M. K. Atatürk}}
- aileden, çevreden olmayan
- Ben, yabancı bir adam, neme lâzım, hiç sesimi çıkarmadım. -M. Ş. Esendal}}
- bilinmeyen, tanınmayan
- Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı. -Y. Z. Ortaç}}
- aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- Yağın içinde yabancı maddeler var.
- bir konuda bilgisi, tecrübesi olmayan
- Bu uygulamanın yabancısıyım.
- belli bir yere veya kişiye mahsus olmayan
- Yabancı arabalar buraya park edemez.
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "yabancı" maddesi