mahsus
Görünüm
Ayrıca bakınız: mahsusluk |
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: mah‧sus
Köken
[düzenle]Yazılışlar
[düzenle]Belirteç
[düzenle]mahsus
- özellikle
- Buraya, mahsus bunun için geldim.
- bilerek, isteyerek, kasten
- Kapıyı mahsus açık bırakmıştı. - A. İlhan
- şakadan
- Mahsus söylüyor, inanmayın.
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Ön ad
[düzenle]mahsus
- özgü
- Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir. - N. F. Kısakürek
- biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
- Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz. - N. Kemal
- özel
- Kayseri'nin sayın valisine, mahsus selam ederim. - B. R. Eyuboğlu
- duyulan, anlaşılan, hissedilen
- belli, ortada, aşikâr
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "mahsus" maddesi