usul
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Ad
[düzenle]usul (belirtme hâli usulu, çoğulu usullar)
- kökler, asıllar
- (hukuk, aile) bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri
- bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
- Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. - H. Taner
- bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot
- (hukuk) bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar
- (müzik) klasik Türk müziğinde tempo
- Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. - O. C. Kaygılı
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Açıklamalar
[düzenle]- Zaman zaman yöntem anlamında da kullanılsa da bu yanlıştır. Zira "yöntem" anlamına gelen kelime "usul" değil "usûl"dür.
Belirteç
[düzenle]usul
- alçak sesle
- Ala gözlü benli dilber. - Karacaoğlan
- Usul söyle söz ederler - Karacaoğlan
- yavaş bir biçimde
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "usul" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Ad
[düzenle]usul
- usul
Köken
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki