kulak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: Kulak

Türkçe[değiştir]

Köken[değiştir]

Osmanlı Türkçesi قولاق(kulak) sözcüğünden devralındı

Söyleniş[değiştir]

  • IPA(anahtar): [kʰuˈɫ̪äkʰ]
  • Heceleme: ku‧lak

[değiştir]

kulak (belirtme hâli kulağı, çoğulu kulaklar) -ğı

Vikipedi
Vikipedi
kulak hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
Kulak kepçesi
Kulak anatomisi
  1. (anatomi) kulak kepçesi, işitme kanalı, kulak zarı, çekiç kemiği, örs, üzengi kemiği, kulak salyangozundan oluşan işitme organı
    Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. - H. C. Yalçın
  2. bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
    Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu. - H. E. Adıvar
  3. balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
  4. saban kulağı
  5. (mimarlık) duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı
  6. (müzik) telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
  7. (coğrafya) akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
  8. seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği
  9. varlıklı Rus köylüsü

Sözcük birliktelikleri[değiştir]

Deyimler[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  • Türk Dil Kurumuna göre "kulak" maddesi
  • 1799, Transactions of the American Philosophical Society - 4. cilt - Sayfa 495
  • 1971, etimológiai szótár: - Sayfa 254
  • 1981, Urwörter der Menschheit: eine Archäologie der Sprache - Sayfa 59

Atasözleri[değiştir]

Gagavuzca[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski Türkçe kulkak

[değiştir]

kulak

  1. (anatomi) kulak

Kaynakça[değiştir]

  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki