karanlık
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: Karanlık |
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Zıt anlamlılar
[düzenle]Ad
[düzenle]karanlık (belirtme hâli karanlığı, çoğulu karanlıklar)
- bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan, ışığı olmayan şahıs veya şey
- Karanlıkta duyduğumuz çam kokularına artık yakınlaştığımız denizin rutubeti karışıyordu. — H. S. Tanrıöver
- perişanlık, sıkıntı, üzüntü
- Demiştim ya, bütün memleketi bir yas karanlığı kaplamıştı. — Y. K. Karaosmanoğlu
Çekimleme
[düzenle]karanlık adının çekimi
Alt kavramlar
[düzenle]Deyimler
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]karanlık
|
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de karanlık
Ön ad
[düzenle]karanlık (karşılaştırma daha karanlık, üstünlük en karanlık)
- gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (hâl)
- Fahri'nin gözlerinde karanlık bir ifade var, umutsuzluk, öfke karışımı bir şey. — A. Ümit
- kanunlara, töreye, yasalara uygun olmayan
- Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar. — M. Ş. Esendal
- karışık
- ışıksız
- Gel, dayan, dayanabilirsen bu karanlık acıya.
Atasözleri
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "karanlık" maddesi