fare
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]Ad
[düzenle]fare (belirtme hâli fareyi, çoğulu fareler)
fare hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- (bilişim, işaretleme aygıtları) bilgisayara komut vermek için kullanılan elektronik ve mekanik özellikleri olan donanım
- (kemiriciler) kemiriciler (Rodentia) takımının Myomorpha alt takımından, başta ev faresi (Mus musculus) olmak üzere çok sayıda küçük memelinin ortak adı
Çekimleme
[düzenle]fare adının çekimi
Bilimsel adı
[düzenle](kemiriciler): mus
Üst kavramlar
[düzenle]Deyimler
[düzenle]avcı kediye kurnaz fare, cep faresi, çatı faresi, dağ fare doğurdu, dokunsal fare, ev faresi, fare deliği, fare düşse başı yarılır, fareler cirit oynamak, fare otu, fil faresi, firavun faresi, kamyon faresi, kör fare, lağım faresi, mekanik fare, optik fare, otel faresi, üç tuşlu fare, sivri fare, tarla faresi
Yan kavramlar
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]faredişi, farekulağı, farekuyruğu
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "fare" maddesi
Atasözleri
[düzenle]- Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır
- Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış
- Fare çıktığı deliği bilir
Danca
[düzenle]Ad
[düzenle]fare
İngilizce
[düzenle]Ad
[düzenle]fare (çoğulu fares)
- belirli bir gruba, sınıfa, ülkeye v.s. ait yiyeceklerden oluşmuş ürün yelpazesi.
- traditional Scottish fare — an'anevî İskoç yemekleri
- herhangi bir ticarî taşıma aracından yararlanmak için ödenen ücret veya bilet fiyatı.
- taksi veya kayık müşterisi, yolcusu.
- (mecaz) eser, ürün, yapıt.
- Television offered Dickensian classics as staple fare. — Televizyon, Dickens klâsiklerini temel yemek olarak takdim ediyordu.
Eylem
[düzenle]fare (üçüncü tekil kişi geniş zaman fares, şimdiki zaman faring, basit geçmiş zaman fared veya (eskimiş) fore, geçmiş ortacı fared veya (nadir) faren)
- belirli şartlar altında, belirli bir yol, metod izlemek; idare etmek.
- The party fared badly in the elections. — Parti seçimlerde kötü bir performans sergiledi.
- (eskimiş) … şeklinde sonuçlanmak, başına gelmek, olmak.
- Beware that it fare not with you as with your predecessor. — Selefinizle olduğu gibi sizde geçerli olmadığına dikkat edin.
- (eskimiş) yolculuk etmek.
İtalyanca
[düzenle]Eylem
[düzenle]fare
Kategori:
- Türkçe 2 heceli sözcükler
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede bilişim
- Türkçede kemiriciler
- Danca sözcükler
- Danca adlar
- Dancada güvenlik
- İngilizce sözcükler
- İngilizce adlar
- İngilizce sayılabilen adlar
- İngilizce mecazlar
- İngilizce eylemler
- İngilizce artık kullanılmayan sözcükler
- İngilizce dilinde artık kullanılmayan sözcükler
- İtalyanca sözcükler
- İtalyanca eylemler