yanaşmak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]yanaşmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yanaşır)
- bir şeyin, kişinin yanına gelmek
- Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım. - F. R. Atay
- (denizcilik) vapur, kayık vb. kıyıya varmak
- Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü. - R. H. Karay
- karışmak, ilgilenmek, istek göstermek
- Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir. - S. M. Alus
- ilişki kurmak
- Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz. - R. N. Güntekin
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "yanaşmak" maddesi