soğuk
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: soğukluk |
Türkçe[değiştir]
Köken[değiştir]
Ad[değiştir]
soğuk (belirtme hâli soğuğu, çoğulu soğuklar)
- (termodinamik) ısının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu
- Apışlarının arasına bir sac mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu. - Ercüment Ekrem Talu
Eş anlamlılar[değiştir]
- (eskimiş): bârid
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Belirteç[değiştir]
soğuk
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Ön ad[değiştir]
soğuk (karşılaştırma daha soğuk, üstünlük en soğuk)
- (termodinamik) ısısı düşük olan, sıcak karşıtı
- Bu el soğuktu ve titriyordu. - Peyami Safa
- üşütecek derecede ısısı olan
- Güneşli, soğuk bir gündü. - S. F. Abasıyanık
- (mecaz) duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz
- Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar. - R. H. Karay
- (mecaz) sevimsiz veya yersiz, antipatik
- Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu. - H. C. Yalçın
- (mecaz) cinsel istek duymayan
- Soğuk bir kadın.
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "soğuk" maddesi