soğuk

Vikisözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Ayrıca bakınız: soğukluk

Türkçe[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski Türkçe soguk

[değiştir]

soğuk (belirtme hâli soğuğu, çoğulu soğuklar)

  1. (termodinamik) ısının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu
    Apışlarının arasına bir sac mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Eş anlamlılar[değiştir]

Deyimler[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Belirteç[değiştir]

soğuk

  1. ilgisiz, sevimsiz biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek

Çeviriler[değiştir]

Ön ad[değiştir]

soğuk (karşılaştırma daha soğuk, üstünlük en soğuk)

  1. (termodinamik) ısısı düşük olan, sıcak karşıtı
    Bu el soğuktu ve titriyordu. - Peyami Safa
  2. üşütecek derecede ısısı olan
    Güneşli, soğuk bir gündü. - S. F. Abasıyanık
  3. (mecaz) duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz
    Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar. - R. H. Karay
  4. (mecaz) sevimsiz veya yersiz, antipatik
    Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu. - H. C. Yalçın
  5. (mecaz) cinsel istek duymayan
    Soğuk bir kadın.

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Atasözleri[değiştir]