sağ
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Heceleme[düzenle]
- Lütfen bir dil kodu girin.
Köken[düzenle]
Ad[düzenle]
sağ (belirtme hâli sağı, çoğulu sağlar) -ğı
- sağ taraftaki yön
- Sağa dönmek. Sağdan yürümek.
- (spor) boksta sağ yumrukla vuruş
- (teklifsiz konuşma) yolun sağ tarafında bir taşıtın durması mümkün olan yer
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
|
Ön ad[düzenle]
sağ
- vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı
- Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ö. Seyfettin
- (politika) ekonomi ve siyasette gelenekçi
- sağlam, esen
- yaşamakta olan
- Aliş sağ mı yoksa boğuldu mu? - Halikarnas Balıkçısı
- katkısız
- Sağyağ.
- hayatta olan, yaşayan
Çeviriler[düzenle]
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "sağ"
Atasözleri[düzenle]
- Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin
- Baş sağ olursa börk çok bulunur
- Dağ adamı, hasta eder sağ adamı
- Kelle sağ olsun da külah bulunur
- Sağ baş yastık istemez
Azerice[düzenle]
Ad[düzenle]
sağ
- sağ
Türkmence[düzenle]
Ad[düzenle]
sağ
- sağ, sağlığı yerinde, sağlıklı, sağlam, sıhhatli
- sağ (yön)
Kaynakça[düzenle]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.