sönmek
Türkçe[değiştir]
Eylem[değiştir]
sönmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi söner) -er
- yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak, parlaklığını, ışığını yitirmek
- Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. - Tarık Buğra
- parlaklığını, ışığını yitirmek
- hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek
- Balon söndü.
- (jeoloji) yanardağ etkinliğini yitirmek
- duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek
- Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş. - Salâh Birsel
- (mecaz) ses duyulmaz olmak
- (mecaz) tükenmek, yok olmak, yitmek
- Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş. - Salâh Birsel
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "sönmek" maddesi
Türkmence[değiştir]
Eylem[değiştir]
sönmek
- sönmek
Kaynakça[değiştir]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.