delil
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: delîl |
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi دليل sözcüğünden devralındı, o da Arapça دَلِيل.
Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]delil (belirtme hâli delili, çoğulu deliller)
- insanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz
- Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. — P. Safa
- kılavuz, rehber
- Aklı başında bir adam olan delilime geceki eğlencenin ne olacağını sordum. — F. R. Atay
- (hukuk, mantık)
anlaşmazlık konusu olan şeyde, hâkimin itikatlarını meydana getiren şey
- Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. — S. F. Abasıyanık
Çekimleme
[düzenle]delil adının çekimi
Eş anlamlılar
[düzenle]Alt kavramlar
[düzenle]- (hukuk): şer'î delil
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "delil" maddesi
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de delil