zayıf
Türkçe[değiştir]
Köken[değiştir]
- Osmanlı Türkçesi ضعيف, Arapça ضَعِيف (ḍaʿīf).
Söyleniş[değiştir]
Ad[değiştir]
zayıf (belirtme hâli zayıfı, çoğulu zayıflar)
- (eğitim) başarısızlığı gösteren not
Çekimleme[değiştir]
zayıf adının çekimi
Üst kavramlar[değiştir]
Türetilmiş kavramlar[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
Ön ad[değiştir]
zayıf (karşılaştırma daha zayıf, üstünlük en zayıf)
- enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
- Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu.
- Zayıf ışık gözleri okurken yorar.
- eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık
- Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. — S. M. Alus
- görevini yapacak yeterli gücü olmayan
- Gözleri zayıf olduğundan gazeteyi ona bazen torunu okurdu.
- Zayıf ordu kuvvetliyi yendi.
- (mecaz) bilgi yönünden yeterli olmayan, kabiliyetsiz, yeteneksiz
- Zayıf öğretmen
- (mecaz) çok az
- Zayıf ihtimâl
- (mecaz) dayanıklılığı, sağlamlığı olmayan
- Zayıf bina zelzele yerle bir oldu.
- (mecaz) kişilik ve ruhî yönden gereği kadar güçlü olmayan
- Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu. — A. Gündüz
- (mecaz) güvenilir, itimada şayan olmayan
- (mecaz) mühim, önemli olmayan
- Zayıf bilgi bu.
Deyimler[değiştir]
Türetilmiş kavramlar[değiştir]
zayıf
Çeviriler[değiştir]
zayıf
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "zayıf" maddesi
Gagavuzca[değiştir]
Köken[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
- Heceleme: za‧yıf
Ön ad[değiştir]
zayıf
Kırım Tatarcası[değiştir]
Köken[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
- Heceleme: za‧yıf
Ön ad[değiştir]
zayıf
Kategori:
- Osmanlı Türkçesi kökenli Türkçe sözcükler
- Türkçe 2 heceli sözcükler
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede eğitim
- Türkçe ön adlar
- Türkçe mecazlar
- Arapça kökenli Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca 2 heceli sözcükler
- Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca ön adlar
- Arapça kökenli Kırım Tatarca sözcükler
- Kırım Tatarca 2 heceli sözcükler
- Kırım Tatarca sözcükler
- Kırım Tatarca ön adlar