İçeriğe atla

run

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

run (belirtme hâli runu, çoğulu runlar)

  1. III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan runik alfabenin harflerinin her biri
  2. Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri

Köken

[düzenle]
  1. Fransızca run (fr)

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]
runla, runlu, runsa, runsuz

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): ˈɾun, çoğulu IPA(anahtar): ɾunˈlaɾ

Heceleme

[düzenle]
Heceleme: run

Çeviriler

[düzenle]

İngilizce

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): ɹʌn
(dosya)

Heceleme

[düzenle]
Heceleme: run

run (çoğulu runs)

  1. koşu
  2. kaçış
  3. acele
  4. kaçık (çorap)
  5. yolculuk
  6. akış
  7. corum

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): ɹʌn, çoğulu IPA(anahtar): ɹʌns
(dosya)

Heceleme

[düzenle]
Heceleme: run

Örnekler

[düzenle]
  1. I just got back from my morning run.
  2. I need to make a run to the store.
  3. During his run from the police, he claimed to have a metaphysical experience which can only be described as “having passed through an abyss.”

Eylem

[düzenle]

run

  1. koşmak
  2. yarışmak
  3. kaçmak
  4. akmak
  5. dökülmek
  6. yönetmek
  7. çalışmak (makine, bilgisayar programı)
  8. çalıştırmak

Örnekler

[düzenle]
  1. Run, Sarah, run!
  2. The horse ran the length of the track.
  3. Every day I run my dog across the field and back.
  4. Whenever things get tough, she cuts and runs.
  5. My uncle ran a corner store for forty years.
  6. You'll have to run the water a while before it gets hot.
  7. My car stopped running.

Köken

[düzenle]
(Proto-Cermence): *rinnaną → (Eski Norsça): rinna ve (Eski İngilizce): rinnan, iernan → (Orta İngilizce): ronnen

Ön ad

[düzenle]

run (karşılaştırma more run, üstünlük most run) (kıyaslanabilir değil)

  1. erimiş

Örnekler

[düzenle]
  1. Put some run butter on the vegetables.

Somalice

[düzenle]

run

  1. gerçek, hakikat