karalamak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]karalamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi karalar)
- -i boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek
- Duvarı karalamışlar.
- -i bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak
- Son iki satırı karalamalı.
- -i taslak olarak yazmak veya çizmek
- Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı karaladıktan sonra kapının yavaşça gıcırdadığını işittim. - Halit Ziya Uşaklıgil
- hızlı ve acele olarak yazmak
- Birdenbire ayağa kalktı ve ayakta bir reçete karaladı. - Sait Faik Abasıyanık
- -i (mecaz) leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "karalamak" maddesi