beslemek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Heceleme[değiştir]
- Heceleme: bes‧le‧mek
Eylem[değiştir]
beslemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi besler) -r
- yiyecek ve içeceğini sağlamak
- Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk. - H. E. Adıvar
- yedirmek
- Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti. - H. E. Adıvar
- semirtmek
- çoğaltmak, eklemek, katmak
- Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı. - N. Cumalı
- bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
- Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık. - R. N. Güntekin
- yetiştirmek
- Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya! - H. Taner
- (mecaz) bir duyguyu gönülde yaşatmak
- Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi. - Y. K. Beyatlı
- (mecaz) maddi yardım yapmak
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "beslemek" maddesi
Atasözleri[değiştir]
Türkmence[değiştir]
Eylem[değiştir]
beslemek
- [1] bezemek, süslemek, giyindirmek
- [2] yetiştirmek, bakmak