yukarı
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe yokaru (yokaru).
Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]yukarı (belirtme hâli yukarıyı, çoğulu yukarılar), sahiplik şekli yukarı -sı
- bir şeyin fevki, üst bölümü
- zıt anlamlısı: aşağı
- (mecaz) yetkili kişi
- Emir yukarıdan, çaresiz kaldık.
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]yukarı
Belirteç
[düzenle]yukarı
- üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
- Yukarı, kocasının odasına çıktı. — M. Ş. Esendal
Atasözleri
[düzenle]yukarı
Çeviriler
[düzenle]yukarı
Ön ad
[düzenle]yukarı (karşılaştırma daha yukarı, üstünlük en yukarı)
- benzerleri arasında üstte bulunan
- Yukarı katta oturuyorlardı.
- (mecaz) aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
- O bizden yukarı sınıftandı.
Çeviriler
[düzenle]yukarı
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "yukarı" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe yokaru (yokaru).
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: yu‧ka‧rı
Ad
[düzenle]yukarı
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki