İçeriğe atla

tıkamak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

tıkamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi tıkar)

Toprak, gideri tıkamış (2)
  1. Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak; berkitmek:
    • "Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." - Sait Faik Abasıyanık
  2. Yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez duruma getirmek.

Deyimler

[düzenle]

çanına ot tıkamak, rüzgar gelecek delikleri tıkamak

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]