İçeriğe atla

hesap

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Osmanlı Türkçesi حساب, Arapça حِسَاب (ḥisāb)

Söyleniş

[düzenle]

hesap (belirtme hâli hesabı, çoğulu hesaplar)

  1. alacaklı veya borçlu olma hâli
  2. anlayış, durum, hâl, tutum
    • İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız. A. Erhat
  3. bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
    • Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik? F. R. Atay
  4. oranlama, tahmin
    • Pınar KÜR, 2004 Küçük Oyuncu, sayfa 57 , Everest Yayınları
      "Hesaba uymayan tek şey, arada bir gülüvermesiydi."
  5. (bankacılık, ekonomi) bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge
  6. (ekonomi) ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
    • Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim. N. Eray
  7. (aritmetik) aritmetik işlem
    • İlkokul ikide ker'at cetvelleri dağıtılınca çarpma hesabı için bu cetvelin ezberlenmesi icap ettiği, bunun dışında da aritmetikte hiç ezber olmadığı söylenmişti.
  8. (matematik) matematiksel işlem
    • Entegrâl hesabı aslında bir nevî toplamadır.


Çekimleme

[düzenle]

Alt kavramlar

[düzenle]

Atasözleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Ek okumalar

[düzenle]