yanlış
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Köken[düzenle]
Ad[düzenle]
yanlış (belirtme hâli yanlışı, çoğulu yanlışlar)
- bir kural ya da ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
- Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım. -N. Eray
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
İlgili sözcükler[düzenle]
Belirteç[düzenle]
yanlış
- hatalı bir biçimde
- Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum. - S. F. Abasıyanık
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|
Ön ad[düzenle]
yanlış (karşılaştırma daha yanlış, üstünlük en yanlış)
- bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı
- Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı. - A. Gündüz
- (felsefe) biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "yanlış" maddesi
Atasözleri[düzenle]
Azerice[düzenle]
Ad[düzenle]
yanlış
- yanlış