serseri
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Ön ad[düzenle]
serseri (karşılaştırma daha serseri, üstünlük en serseri)
- [1] belli bir işi ve yeri olmayan başıboş, hayta
- Hayran Baba'yı bir serseri ile birlikte temizlemişlerdi. - F. R. Atay
- [2] tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan
- Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun! - N. Hikmet
- [3] belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen
- Köpüklü denizin üstünde serseri martılar uçuşuyor, yanımızdan yelkenli bir mavna geçiyordu. - Ö. Seyfettin
- [4] amaçsız
- Birkaç gün serseri bakışlarla ona baktı. - İ. H. Baltacıoğ
Köken[düzenle]
- Farsça serseri
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "serseri"
Türk lehçeleri[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
Ön ad[düzenle]
serseri (karşılaştırma daha serseri, üstünlük en serseri)
- [1] (mecaz) belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen (kurşun, mayın vb.)
- Köpüklü denizin üstünde serseri martılar uçuşuyor, yanımızdan yelkenli bir mavna geçiyordu. - Ö. Seyfettin