fena
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Ad[düzenle]
fena (belirtme hâli fenayı, çoğulu fenalar)
- [fena:]
Köken[düzenle]
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "fena" maddesi
Çeviriler[düzenle]
Belirteç[düzenle]
fena
- Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - P. Safa
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
Ön ad[düzenle]
fena (karşılaştırma daha fena, üstünlük en fena)
- [1] iyi nitelikte olmayan, kötü
- Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. - B. Felek
- [2] üzücü
- Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... - H. E. Adıvar
- [3] istenilen ve gereken nitelikte olmayan
- Fena bir öğrenci.
- [4] hoşa gitmeyen, rahatsız edici
- Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım. - R. H. Karay
- [5] davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
- Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum. - P. Safa
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
Atasözleri[düzenle]
Gagavuzca[düzenle]
Ön ad[düzenle]
fena
- [1] fena
Köken[düzenle]
Kaynakça[düzenle]
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
İsveççe[düzenle]
Ad[düzenle]
fena