dimdik
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Belirteç
[düzenle]dimdik
- çok dik bir biçimde
- Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu. - Ayşe Kulin
- sağa sola sapmadan, dosdoğru
- Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun boylu, yakışıklı, varlıklı bir adam. - Refik Halit Karay
- kaskatı, çok sertleşmiş olarak
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Ön ad
[düzenle]dimdik (karşılaştırma daha dimdik, üstünlük en dimdik)
- çok dik, mum direk
- sağlıklı, zinde
- Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor." - Peyami Safa
- sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin
- (mecaz) dikkatli, ısrarlı (bakış)
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "dimdik" maddesi
Azerice
[düzenle]Ad
[düzenle]dimdik