practice
Görünüm
İngilizce
[değiştir]Köken
[değiştir]14. yy. Bkz. practise
Söyleniş
[değiştir]Ad
[değiştir]practice (çoğulu practices)
- (ticaret) mesleğin yapılması
Eylem
[değiştir]practice
- (bir maharet, yetenek v.b.'ni geliştirmek için) çalışmak, pratik yapmak, egzersiz yapmak.
- pratik yapmak.
- Behind every brilliant performance there were countless hours of practice and preparation.
- uygulamak
- I see no reason why I shouldn't put it into practice. (Onu niçin uygulamamam gerektiğinin sebebini anlamıyorum.)
- çalışmak
- I have to practice the piano every day. (Ben her gün piyano çalışmak zorundayım.)
- yapmak
- Tom showed up late to practice yesterday. (Tom dün pratik yapmak için geç geldi)