parlatmak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]parlatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi parlatır)
- bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak
- (argo) içki içmek
- Piyaz, köfte, yarım şişeyi parlatayım, dedim. - Muzaffer İzgü
- (argo) güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek
- birini gereğinden fazla övmek
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "parlatmak" maddesi
Türkmence
[düzenle]Eylem
[düzenle]parlatmak
- parlatmak
Kaynakça
[düzenle]- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.