münhasır
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi منحصر, Arapça مُنْحَصِرْ (münḥaṣir).
Söyleniş
[düzenle]Ön ad
[düzenle]münhasır (karşılaştırma daha münhasır, üstünlük en münhasır)
- (eskimekte): Bir kimse veya bir şey için ayrılmış
- Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde veremliden son derece çekinirdi. - Reşat Nuri Güntekin
- (eskimekte): sınırlanmış, tahdit edilmiş
- Harp yalnız Avrupa'ya münhasır kalmadı.
Eş anlamlılar
[düzenle]- (Bir kimse veya bir şey için ayrılmış): mahsus
Kelime birliktelikleri
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]münhasır
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "münhasır" maddesi