geçe
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: gece |
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Belirteç
[düzenle]geçe
- (halk ağzı) karşılıklı iki yandan her biri, yaka
- Hasan İzzettin DİNAMO, 1974 Kutsal İsyan 6, sayfa 224 , May Yayınları
- "Yolcuları götürecek trenin lokomatifi karşı geçede puflayıp duruyordu."
- Mustafa KUTLU, 2024 Başkanın Adamları, sayfa 18 , Dergâh Yayınları
- "Karşı geçe köylerden taze soğan, maydanoz, tere getirmişler, yeşillik bol."
- Hasan İzzettin DİNAMO, 1974 Kutsal İsyan 6, sayfa 224 , May Yayınları
- (zaman) herhangi bir saat başını geçerek, geçerken
- zıt anlamlısı: kala
- Olamaz! Olamaz! Olsa olsa bir düş,
Saat dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş! — C. S. Tarancı - Sekizi çeyrek geçe üçüncü kata çıkıp altı numaranın önünde durdu. — Y. Atılgan
Atasözleri
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "geçe" maddesi