ölü
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Ad
[değiştir]ölü (belirtme hâli ölünü, çoğulu ölüler)
- (fizyoloji) ölmüş insan, cenaze, müteveffa, mevta, meyit
- Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı
- hayvan leşi
- Tavuk ölüsü.
Çekimleme
[değiştir]ölü adının çekimi
Çeviriler
[değiştir]Ölmüş insan
Ön ad
[değiştir]ölü (karşılaştırma daha ölü, üstünlük en ölü)
- (fizyoloji) hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, morto, ölmüş, yaşamayan, diri karşıtı olan
- gücü az, zayıf
- Ölü kandil.
- çok durgun, hareketsiz
- Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - N. Cumalı
- etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan
- Ölü bir konuşması var.
Çeviriler
[değiştir]Hayatı sona ermiş olan
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "ölü" maddesi
Atasözleri
[değiştir]- Ağlama ölü için, ağla deli için
- Evden bir ölü çıkacak demişler, herkes hizmetçinin yüzüne bakmış
- İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
- Ölü aşı neylesin, türbe taşı neylesin
- Yuyucunun hakkı eline geçsin de ölü ister cennete gitsin ister cehenneme
Azerice
[değiştir]Ön ad
[değiştir]ölü
Gagavuzca
[değiştir]Ön ad
[değiştir]ölü
Kaynakça
[değiştir]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki