hemen
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: hemen hemen |
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Belirteç
[düzenle]hemen
- çabucak
- Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz. -N. Hikmet
- aşağı yukarı
- Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor. -N. Ataç
- yalnız, sadece
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Ön ad
[düzenle]hemen (karşılaştırma daha hemen, üstünlük en hemen)
- çok
- Onun hemen yanında duran küçük kız başını önüne eğmiş, alt dudağını sarkıtmış, kırmızı ojeli parmaklarını kucağında kavuşturup taş kesilmişti. -E. Şafak
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "hemen" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Köken
[düzenle]Belirteç
[düzenle]hemen
- hemen
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki