hariç
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Heceleme
[düzenle]- Heceleme: ha‧riç
Köken
[düzenle]Ad
[düzenle]hariç (belirtme hâli harici, çoğulu hariçler)
- dış, dışarı
- Bu kitapların haricinde herhangi bir menfaat ummak, seraptan su ummak gibi olur. - Necip Fazıl Kısakürek
- (toplum) yabancı ülke, dışarı
- On yıl hariçte kalmış.
Karşıt anlamlılar
[düzenle]Sözcük birliktelikleri
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Belirteç
[düzenle]hariç
- dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere, müstesna
- Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder. - B. Felek
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "hariç" maddesi