duru
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Ön ad
[düzenle]duru (karşılaştırma daha duru, üstünlük en duru)
- bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
- pürüzsüz
- Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. - Y. K. Karaosmanoğlu
- arınmış, karışık olmayan (dil, üslup)
- Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. - A. Kulin
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "duru" maddesi
Eylem
[düzenle]duru
Örnekler
[düzenle]- [1] nere gidip duru?
Azerice
[düzenle]Ad
[düzenle]duru
- (sıvılar) sıvı