Tartışma:al
Konu ekleAşağıdaki bilgilerin patent hakkı sınırlı telif hakkı devri kapsamında yapısal dilci Kaymakam Eyüp Sabri Kartal'ın görüşleri olduğu belirtilerek alıntılanabilir.-- 3210 (T) 04:46, 29 Eylül 2007 (UTC) Türkçede âl sancak ile al sancak arasında bence çok fark var. birisi al işte sana sancak diğeri ise âllanmış kırmızılanmış sancaktır. İstiklal marşında da böyle geçer belki alsancak maddesini buraya yönlendirmek lazımdır. Kamâl ile Kamal arasındaki fark gibi fark vardır. âl para mor para ile al para çok farklıdır.Birisi renk anlatırken diğeri emir kipini anlatır.-- 3210 (T) 21:33, 25 Eylül 2007 (UTC)
- Türkçe de "âl" olarak bir kelime yok. Bu konuda TDK yeterli bir kaynaktır. kırmızı anlamında al ile almak fiilinin emir kipi al arasında yazılış ve okunuş olarak da fark yok. TDK nın eksikleri olsada lütfen bu kadar muhalif bir anlayışta çalışma yapmayalım. Bizim için değerli olan Türkçe dir. Arapça ve Farsça ağırlıklı kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırmaya çalışmanın bir anlamı yok. Mevcut Türkçe yi beğenmiyorsun ama tek alternatif olarak kendi görüşlerini öne sürüyorsun. Bu bilgileri tarafsız Türkiye Türkçe si olarak görmek mümkün değil. Belki Osmanlıca da "âl" olabilir. --Viki 07:19, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Türkçe de "âl" olarak bir kelime var üstelik teleffuzuda farklı. Türkçe de "âl" ın teleffuzu daha ince ve ağızın daha ortalarına yakın bir "l" harfi ile teleffuz edilir. Birde Türkçe de "al" var ki almak emir kipinde vardır.
Rumeli Kayı(kai) Türkçesinde de "âl"lı yemeni veya "âl" bayrak derken ince dudaklar geriye hatta nefes az içeri doğru çekilir. "Al" derken; nefes durur, dil arkadan yukarı doğru eğrilerek üst dile temas ederek daha tok ses çıkar. Asya ülkelerinde hala öyle teleffuz edilir. Yani Türkçe de "âl" ile "al" kelimesi arasında yazılışta ve okunuşta, teleffuzda hatta duygulanışta bile fark vardır. Maalesef bizde dil üzerine eğitim verenler ve konuşanların anasının babasının ana dili türkçe olmadığı için iki al'ıda aynı zannederler. Maalesef bizde Atatürkçü olmayanlar ama Atatürkçülük ten geçinenler Atatürk'ün mirası inceltme işareti şapkayı kaldırır. Hem de Kemal isminden kaldırırlar, hatırasına asygısızlık ederek. Neden saygı göstermezler, Atatürk'ün kendine aldığı nüfus cüzdanına hayret ederim. Maalesef bizde saygı yok ,saygı ve nezaket yok. Atamız adını değiştiriyor, bizimkiler yaa galiba nüfus memuru hata yaptı, galiba geçici kullandı. yok öyle değil kale anlamına gelir gibi ipe sapa gelmez atmasyonlar yaparlar. Ben bir zamanlar bir ADD il başkanı görmüştüm, ilçeden bir ADDci beni Atatürk'ün akrabası diye tanıtınca şaşırdı yüzüme baktı , arkadaş bak nasıl benziyor deyince, bu sefer o sahtekar Atatürkçü hemen yılışarak "üj-bej" demeye başladı. Güya Atatürk türkçe konuşmuyor demek istedi. Dedim ki ona; senin üç-beş yerine o "üj-bej" dediğini oranın çingeneleri söyler ,ana dilleri farklı olduğu için çingeneler üç-beş diyemezler üj-bej derler dedim. Sizin Atatürkçülüğünüz; geçinme tarzında Atatürkçülük, olma tarzında Atatürkçülük değil, deyince bozuldu. İşte bizde maalesef böyle sahtekar Atatükçüler vardır.
- Bizde nesnel ve evrensel dil eğitimi maalesef vermezler, veremezler. Üniversitelerde bile özne yüklem türkçesi anlatılır. (buna benim okuduğum ve dilcilik açısından en kaliteli olması gereken siyasal bilgiler fakültesi de dahildir.)
Doğal dilcilik , tarihsel dilcilik , yapısal dilcilik vs nedir ayırdına bile varamazlar. Dünyanın yaşayan veya ölmüş en meşhur iki dilcisini söyle desen dilcilerin %99.9 undan fazlası bir kelime söyleyemez. Comenius kim? desen tanımaz. Tanıyanı da bırak ya papaz der, geçer. Türkiye de adına proğramlar tertip edildiğini bilmez. Hatta adına resmi ulusal ajans kurulduğunu bilmez. Buna da Laik olamayıp laiklikçilikten geçinenlerin sesi bile çıkmaz. Kazım efendi kim? desen o osmanlıca yazardı Türkçe değil der. Ülkemizde ilk basılan sözlüğümüz nedir? de bilmem, der. Atatürk desen, o eskiden osmanlıca yazardı. Sonradan ahir ömründe türkçe yazmaya başladı, der. Hatta ahir ömründeki yazdıklarına bile anlaşılmaz şekilde osmanlıca der bakma zahmetine bile katlanmaz. Hatta anlayamadığı Atatürk'ün kendi adını düzeltmesini bile kabul etmez. Türkçede bu yok der, geçer'. Üstelik bunu Atatürkçülük akımının ne zaman ortaya çıktığı tanımı ve tarihçesi üzerine tartışma çıkarıp taslak maddedeki ampirik ve nesnel ifadeleri çirkin diye niteledikleri zamanda yaparlar.
- Viki,
- Bizim için değerli olan Türkçe dir. Arapça ve Farsça ağırlıklı kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırmaya çalışmanın bir anlamı yok. diyorsun. Sanki Osmanlıca diye Türkçe olmayan bir dil varmış gibi. bunu yukarıda Osmanlıca bahsinde tartışmıştık, Lafı uzatmadan oraya atıf yapayım. Diğer iddian Belki Osmanlıca da "âl" olabilir , iddiası ise; Kamâl ismini kendine veren Atatürk ismi karşısında hem Türkçe hem de Atatürkçülük adına hepten yanlış bir belki kullanımıdır. Bu kadar öz be öz türkçe olan bir kelimeyi orjinal haliyle kullanmayı önermek neden "Arapça ve Farsça kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırma" diye yazdığınız ifadenizde kasıt nedir?
[Yoksa [Kamâl]] veya âl kelimelerinde inceltme işareti olduğu için onları arapça veya farsça mı zannediyorsunuz?
- Hayır o arapça farsça zannetttiğniz kelimeler öz be öz Türkçe kelimelerdir. Arapça ve farsça değildir. Eğer siz Kamâl yerine Kemal derseniz Atatürk'e azap etmiş olursunuz . Hele o Kamâl deki uzatmadan dolayı "Atatürk, arapça ve farsça canlandırılıyor" derseniz, Atatürke saygısızlık ve onun mirasına hakaret etmiş olursunuz. Sizin iddianızın tersine Atatürk anasının babasın verdiği arapça Mustafa adını hatta öğretmenin verdiği Kemal adını bile arapça diye terk etmiştir. Atatürk Kamâl âl uzatmasıyla arapça farsça kelimeyi canlandırmaya çalışmadı. Tam tersine öz türkçe bir kelimeyi canlandırmaya çalıştı.:::Zaten 29 harf yetersiz bir de inceltme kalkarsa yandı türkçem, gitti gül keten helvası.Türkçe de kâr ile kar ne kadar farklı şeyler. Hayret ne garip şeyler tartışıyoruz.
- Keşke bize IPA kodlarını okullarda öğretselerdi Özlem yüklem sıfat gibi her sene tümcenin öğelerini öğretmek yerine keşke bize Ipa kodlarını öğretselerdi. Orta okul ve liselerde İngilizce sözlüklere bakarken teleffuz kısımlarına daha anlamlı bakardık. Daha rahat lisan öğrenirdik. daha yazacak çok şey var,ama vakit dar, çokda konuşmak zarar. Bu kadar yazışma bence karar. İyilikle kalın.-- 3210 (T) 03:05, 28 Eylül 2007 (UTC)
Al kelimesi kök türkçe kelimelerden olup Batı ve Ortadoğu dillerine de aktarılmıştır. Al kelimesinin genellikle renk ifade eden anlamları sözlüklerimizde yer alırken yüksek, yüce, ulu anlamları ya unutulmuş yada fark edilememiştir. Vucut parçalarımızı ifade eden kelimeler köklü Türkçe kelimelerdir. Ağız, kulak, burun gibi..Vucudumuzun en yüksek yeri olan yüz parçamız AL+ın ALIN olarak ifade edilmiştir.AlTAY, ALP,ALTIN,ALBAY gibi halen kullandiğimiz kelimelerimizde geçen AL ın renkle bir ilişkisi yoktur. Mesela AL+BAY kelimesi kırmızı bay anlamına gelmez. Yüce Bay anlamına gelir ve kişinin makamını ifade eder. AL+KIş alkış da birilerini alkışlayarak yüceltmek anlamına gelir ki aynı zamanda dua etmek anlamını da içerir. AL kelimesi Batı dillerine binlerce yıl önce Kıpçaklar, kumanlar ve Etrüksler tarafından taşınmıştır. ALbert, Allan, Alex, AL gibi isimlerde Yüksek, yüce anlamıyla kulanılmaya devam edilmektedir. Özellikle Arapça'ya İslam'dan çok önceleri AKKAD Türkçesi ile geçen AL kelimesi Arapça'nın en temel kelimelerinden biri olmuş, okadar ki İngilizce'deki THE gibi bir yaygın ön ek haline gelmiştir. Al Arabia, Al Fatiha....gibi. AL kelimemize lütfen sahip çıkalım. Başkası bizden ALmasın.Bizde kALsın.