İçeriğe atla

Gebot

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: gebot

Almanca

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Orta Yüksek Almanca gebot (emir, görünmeye dâvet, hüküm, yasak), Eski Yüksek Almanca gibot (emir, kararname), 800 senesinden bire belgelenmiştir.[1]

Söyleniş

[değiştir]
  • IPA(anahtar): [ɡəˈboːt]
  • (dosya)
  • Kafiyeler: -oːt, -Deutsch
  • Heceleme: bot

Gebot n (tamlayan hâli Gebots veya Gebots, çoğulu Gebote)

  1. gereklilik, icap, lüzum
    Es ist ein Gebot der Stunde, Mitgefühl zu zeigen. — Şefkat göstermek günün icabıdır.
  2. teklif
    Sie sollten jetzt ein höheres Gebot abgeben, wenn sie die Vase wirklich für die Sammlung erwerben wollen. — Koleksiyonunuz için vazoyu hakîkaten satın almak istiyorsanız şimdi daha yüksek bir teklif vermelisiniz.
  3. (ahlâk, din, hukuk) buyruk, emir
    eş anlamlıları: Befehl, Gesetz, Grundsatz, Regel, Vordernis, Vorschrift
    Die Zehn Gebote des Juden- und Christentums sind verpflichtend. — Mûsevîlik ve Hıristiyanlığın On Emri mecbûrîdir.
    „Fußball ist keine Religion, da seine Regeln nicht auf übermenschliche Gebote zurückgehen.“ — Futbol din değildir, çünkü kaideleri insanüstü emirlere dayanmamaktadır.[2]
    „Für fromme Juden ist dieser Zwang im Fruchtbarkeitsgebot der Bibel begründet, für Perez aber wird die Einhaltung des Gebotes zum Stoff der Satire.“ — Dindar Mûsevîler için bu mecbûriyet İncil'deki doğurganlık emrine dayanıyor, ancak Perez için emre uymak hiciv konusu.[3]

Alt kavramlar

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]
  1. Digitales Wörterbuch der deutschen Sprache'de Gebot
  2. Yuval Noah Harari (2015). קיצור תולדות האנושות, 279, Pantheon Verlag..
  3. Jakob Hessing (2020). Der jiddische Witz – Eine vergnügliche Geschichte, 116., Beck.

Ek okumalar

[değiştir]
  • (ahlâk, din, hukuk; teklif): Almanca Vikipedi'de Gebot