İçeriğe atla

كلا

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: گلا, کلا

Arapça

[değiştir]

Köken 1

[değiştir]

From Ana Semitik dili *kilʾ- sözcüğünden nakledildi.

İlgeç

[değiştir]

كِلَا (kilā)

  1. ikisi birden
    • M.S. 609–632, Kur'an, 17:23
      ۞ وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعۡبُدُوۤا۟ إِلَّاۤ إِيَّاهُ وَبِٱلۡوَ ٰ⁠لِدَيۡنِ إِحۡسَـٰنًاۚ إِمَّا يَبۡلُغَنَّ عِندَكَ ٱلۡكِبَرَ أَحَدُهُمَاۤ أَوۡ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُل لَّهُمَاۤ أُفࣲّ وَلَا تَنۡهَرۡهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوۡلࣰا كَرِيمࣰا – Ve Rabbin kat'î olarak şunları emretti: Ancak Kendisine ibadet edin, ebeveyne iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi yanında yaşlanırsa sakın onlara "öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle.
    • M.S. 609–632', Kur'an, 18:33
      كِلۡتَا ٱلۡجَنَّتَيۡنِ ءَاتَتۡ أُكُلَهَا وَلَمۡ تَظۡلِم مِّنۡهُ شَيۡـࣰٔاۚ وَفَجَّرۡنَا خِلَـٰلَهُمَا نَهَرࣰا – O iki bahçenin her biri meyve vermiş ve eksik kalmamıştır. Ve içlerinden bir ırmak akıttık.
Notlar
[değiştir]
  • كِلَا(kilā) değiştirdiği isim veya zamirle eşleşmesi için cinsiyeti değiştirir. Bir zamir tarafından takip edildiğinde sadece hâl çekimini yapar; ardından bir isim geldiğinde, sentakstan bağımsız olarak her zaman yalın hâldedir. Aşağıdaki isim veya zamir her zaman ilgi hâli ikilisindedir (bir idafa yapısı). Böylece بِكِلْتَا يَدَيْهِ — "iki eliyle" ifadesinin yalın hâli كِلْتَا(kiltā) olup tamlamayı istemesine rağmen بِكِلْتَيْهِمَا — "her ikisiyle (fem.)" tamlayanı olan كِلْتَيْ(kiltey) kelimesinin aynı sentaks bağlamında kullanılır.
Çekimleme
[değiştir]

Köken 2

[değiştir]

Ünlem

[değiştir]

كَلَّا (kellā)

  1. (anlaşmazlık, inkâr veya çelişki ifade) değil; imkânsız, kesinlikle hayır; asla, hiçbir zaman
    zıt anlamlısı: بَلَى(belā)
    كَلَّا ثُمَّ كَلَّا — no and no again, a thousand times no, over my dead body, not on my life
  2. (vurgulama) gerçekten, hakikaten
    1. (tasdik etmediğini veya kınadığını ifade etmek) hayır!
      • M.S. 609–632, Kur'an, 102
        أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ / حَتَّى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ / كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ / ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ / كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ / لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ / ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ / ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ – Büyütme dikkatinizi dağıttı / siz mezarları ziyaret edene kadar. / Hayır! Bileceksiniz! / Elbette, bileceksiniz! / Hayır! Kesinliği bir bilseydiniz! / Cehennemi göreceksin! / Onu [mutlak] kat'iyetle göreceksiniz! / Sonra o gün boş vakitten sorulacaksınız!

Deyimler

[değiştir]