that

Vikisözlük sitesinden

İngilizce[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski İngilizce þæt, Proto-Cermence þat.

Söyleniş[değiştir]

Adıl[değiştir]

that

  1. daha önceden bahsi geçmiş bir şeyden bahsederken kullanılır.
    That's a good idea. — Bu iyi bir fikir.
  2. konuşmacı tarafından duyulan veya gözlenen belirli bir şeyi belirtmekte kullanılır.
    That's his wife over there. — Bu hanımı.
  3. (bilhassa Britanya'da, teklifsiz konuşma) yapılan bir yoruma tamamen katılındığını belirtmek amacıyla kullanılır.
    "He is a fussy." "He is that. — "O telaşlı." "Öyledir.
  4. (belgisiz adıl): şu, şurası
  5. (işaret adılı): o, şu, şurası
    This is stronger than that. — Bu ondan daha güçlü.

Ayrıca bakınız[değiştir]

İngilizce işaret adılları
yakın uzak
Tekil this that
Çoğul these those

Bağlaç[değiştir]

that

  1. birbiriyle ilişkili cümleleri bağlamakta kullanılır.
    He seemed pleased that I wanted to continue. — Devam etmek istememden memnun görünüyordu.
    She was so tired that she couldn't think. — O derece yorgundu ki düşünemiyordu.
  2. tanımlama cümlelerinde which, who, when veya whom yerine kullanılır.
    the woman that owns the place — o yere sahip olan o kadın
    the year that Anna was born — Anna'nın doğduğu o sene
  3. (edebiyat) dilek veya pişmanlık belirtirken kullanılır.
    Oh, that he could be restored to health!  — Ah, sıhhatine kavuşabilseyydi!

Ön ad[değiştir]

that (karşılaştırma more that, üstünlük most that)

  1. benzerlerinden bâzı şekillerde ayrılan, imtiyazlı olan bir şeyden bahsederken kullanılır.
    "I have always envied those people who make their own bread." — Kendi ekmeklerini yapan o insanları hep kıskanmışımdır.# daha önceden bahsi geçmiş bir şeyden bahsederken kullanılır
    Seven people died in that incident. — O hadisede yedi insan öldü.
  2. iki şeyden konuşmacıya daha uzakta olanı nitelemekte kullanılır; "şu" (bazen de gelebilir.)
  3. konuşmacı tarafından duyulan veya gözlenen belirli bir şeyi nitelemekte kullanılır.
    "Look at that chap there." — "Şu tipe bak."
  4. (halk ağzı) çok
    "I was that embarrassed!" — O denli uyanmıştım ki.