sim
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: SIM |
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi سيم sözcüğünden, o da Arapça سِيمْ (sīm)
Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]sim (belirtme hâli simi, çoğulu simler)
- el, kol, yüzle yapılan davranış, işaret
- Simle konuştum. — [[w:tr:[Derleme Sözlüğü, c: 10] - Adana|[Derleme Sözlüğü, c: 10] - Adana]]
- gümüş
- Çekyatlar neredeyse hiç kullanılmamış, bej renkte, kenarları siyah ve simle süslenmiş.
- Genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüşünde ve parlaklığında olan iplik v.s.
Çekimleme
[düzenle]sim adının çekimi
Üst kavramlar
[düzenle]- (gümüş): yarı soy metal
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Ön ad
[düzenle]sim (karşılaştırma daha sim, üstünlük en sim)
- gümüş rengi
- Koltuğun koyu renkli kenarları simli.
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "sim" maddesi
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de sim
Portekizce
[düzenle]Edat
[düzenle]sim
Kaynakça
[düzenle]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.