sır
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Köken 1[düzenle]
Ad[düzenle]
sır (belirtme hâli sırı, çoğulu sırlar)
- Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
- Küpün sırı dökülmüş.
- Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka
Çekimleme[düzenle]
sır adının çekimi
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "sır" maddesi
Köken 2[düzenle]
Osmanlı Türkçesi سر (sırr), Arapça سِرّ (sirr)
Ad[düzenle]
sır (belirtme hâli sırrı, çoğulu sırlar)
- varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
- aklın erişemediği, açıklanmayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
- Bu bahçede açılan her gonca. Sırlar açıyor yerden gökten? - T. Oflazoğlu
- bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
- bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
Çekimleme[düzenle]
sır adının çekimi
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
Gagavuzca[düzenle]
Ad[düzenle]
sır
- [1] sır
Köken[düzenle]
- Moğolca sir
Tatarca[düzenle]
Ad[düzenle]
sır
- [1] peynir
Kaynakça[düzenle]
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki