mucize
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]mucize (belirtme hâli mucizeyi, çoğulu mucizeler) mucize -si
- (din) peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar
- “Hiçbir peygamber yoktur ki, kendisine insanların inanacağı kadar bir mucize verilmemiş olsun.”[Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 1; Müslim, İman, 239.][1]
- insanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
- insan aklının alamayacağı olay
- Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü. — R. N. Güntekin
Çekimleme
[düzenle]mucize adının çekimi
Eş anlamlılar
[düzenle]- (peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar): tansık
Kelime birliktelikleri
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]İlgili kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]mucize
Ön ad
[düzenle]mucize (karşılaştırma daha mucize, üstünlük en mucize)
- fevkalade, olağanüstü, şaşırtıcı
- Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi? — T. Buğra
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "mucize" maddesi
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de mucize