haz
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: ház |
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Ad
[düzenle]haz (belirtme hâli hazzı, çoğulu hazlar)
- hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk
- Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti. - A. H. Çelebi
- (felsefe) bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma
- (müzik) ezgi
- (ruh bilimi) sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku
- Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı. - A. Ş. Hisar
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "haz" maddesi