fine
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
İngilizce[değiştir]
Köken[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Ad[değiştir]
fine (çoğulu fines)
- ceza
- He was found to be guilty and had to pay the whole fine. — Suçlu bulundu ve bütün cezayı ödemek zorunda kaldı.
Ek okumalar[değiştir]
- İngilizce Vikipedi'de fine
Adıl[değiştir]
fine
- iyi bir şekilde
- He was found to be guilty and had to pay the whole fine. — Her şey iyi çalıştı.
Eylem[değiştir]
fine (üçüncü tekil kişi geniş zaman fines, şimdiki zaman fining, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman fined)
Ön ad[değiştir]
fine (karşılaştırma finer, üstünlük finest)
- az, belli belirsiz
- ince
- iyi (kaliteli, sağlam, memnun edici, istenen şekilde v.s.)
- What she said is fine. — Söylediği iyi.
- iyi (sağlığı yerinde v.s.)
- I am fine. — İyiyim.
- sivri (uç)
- ufak taneli (tahıl, tuz v.s.)