yırtık
Görünüm
Türkçe
[düzenle][yır·tık]
Ad
[düzenle]yırtık (belirtme hâli yırtığı, çoğulu yırtıklar)
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Deyimler
[düzenle]Ön ad
[düzenle]yırtık (karşılaştırma daha yırtık, üstünlük en yırtık)
Yalın | Karşılaştırma | Üstünlük |
---|---|---|
yırtık | daha yırtık | en yırtık |
- yırtılmış olan
- Yırtık yeri birleştiriyor, yapıştırmaya çalışıyor, yapamıyor, yatağın üstüne kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. - Adalet Ağaoğlu
- parçalanmış
- cırlak, tiz, keskin (ses)
- Yırtık sesiyle çığlık çığlığa bağırıyor. - Reşat Nuri Güntekin
- (mecaz) utanması, çekinmesi olmayan
- Becerikli, yırtık bir kız değil ki mağazalarda iş arasın, bulsun. - Peyami Safa
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "yırtık" maddesi