program
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]program (belirtme hâli programı, çoğulu programlar)
- belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü
- Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi. — Ö. Seyfettin
- gezi, gösteri, tören v.s.'nin öngörülen ayrıntılarını gösteren basılı kâğıt
- eş anlamlısı: izlence
- (bilişim) bilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi
- (eğitim bilimi) yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve zamanını gösteren tasarı
- eş anlamlısı: yetişek
- (medya) radyo ve televizyonda sunulan, haber, müzik, eğlence gibi kendi başına bir bütün oluşturan yayınlardan her biri
- (öğretim) okullarda, haftanın belli günlerinde, belli saatlerde verilecek dersleri gösteren çizelge
- (politika) siyasi partinin, toplumsal örgütün veya hükûmetin açıkladığı ana prensiplerin tamamı
Çekimleme
[düzenle]program adının çekimi
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]bilgisayar için yazılan komutlar dizisi
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "program" maddesi
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de program
İngilizce
[düzenle]Farklı yazılışlar
[düzenle]- programme
- (ABD ağzı) program, tek kullanılan yazılıştır.
- (Avustralya ağzı) program, Avustralya hükûmetince destek görmekte olmasına rağmen programme daha yaygındır.
- (BK ağzı) programme, bilgisayar kodu dışında tek yazılıştır. Bilgisayarda program kullanılmaya geçilmiştir. Eski kaynaklarda programme, bilgisayar kodu için kullanılmış olabilir..
- (Kanada ağzı) program ve programme kullanılmasına rağmen program daha yaygındır.
- (Yeni Zelanda ağzı) programme, Yeni Zelanda sözlüklerince tercih edilir ve hükûmetin kullanmasıyla destek görür; program'a bilişim dışında ender rastlanır.
Köken
[düzenle]- Fransızca programme, Geç Latince programma (“beyanname]], bildiri, ferman”), Grekçe πρόγραμμα (prógramma, “ferman, yazılı not”), o da προγράφω (prográphō, “„Bir kamu haberi olarak belirttim“”), o da πρό (pró, “evvel”) (pró (pró, “evvel”)) + -γράφω (gráphō, “yazarım (fiil)”) (-gráphō (gráphō, “yazarım (fiil)”))[[Kategori:Eski Yunanca -<i class="polytonic mention" lang="grc">γράφω (gráphō, “yazarım (fiil)”) son ekiyle oluşmuş sözcükler]].
Ad
[düzenle]program (çoğulu programs)
- program; plânlanmış bir sıra faaliyet.
- Our program for today’s exercise class includes swimming and jogging. — Bugünkü alıştırma dersimizin programı yüzme ve joggingdir.
- program; bir temsil ya da oyun hakkında bilgi veren broşür.
- The program consisted of ads for restaurants and the credits of everyone connected with the play. — Bu program, restoranlar için reklâm ve oyunla alakalı herkesin isimlerinin zikredilmesinden ibaretti.
- program; radyo ya da televizyonda yayınlanan bir şov veya başka bir yayın.
- eş anlamlısı: playbill
- Tonight’s program was hosted by Johnny Carson. — Bu gecenin programına Johnny Carson ev sahipliği yaptı.
- (bilişim) bilgisayar programı
- eş anlamlısı: application
- The program runs on both Linux and Microsoft Windows. — Bu program hem Linux, hem de Microsoft Windows ile çalışır.
- (mecaz) Bir iş için kullanılan metot veya zihniyet. (bilhassa "get with the program" deyimiyle)
- Ellis: Come on, John, why don’t you get with the program and tell him where the detonators are?[1] – Ellis: Haydi, John, niye programa uyup patlayıcıların nerede olduğunu ona söylemiyorsun?
Söyleniş
[düzenle]Kelime birliktelikleri
[düzenle]- (bilgisayar programı): program counter, program evaluation and review technique, program guide, program music, program slicer, program trading, programme block
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]- (bilgisayar programı): programmable, programmatical, programmer
Eylem
[düzenle]program
- (geçişli) programlamak
- He programmed the DVR to record his favorite show. — Video kaydedicisini en sevdiği şovu kaydetmek üzere programladı.
- (geçişli) programlamak, yazılımlamak
- I programmed a small game as a demonstration. — Küçük bir oyunu ispatlama için programladım.
- (geçişli) bir olayın nasıl olacağını programlamak.
- Mary will program Tuesday’s festivities. — Mary, Salı'daki kutlamaları plânlayacak.
- (geçişli) otomatik olarak belli şekilde hareket etmek.
- The lab rat was programmed to press the lever when the bell rang. — Laboratuvar sıçanı, zil çalınca manivelaya basmak üzere programlanmıştı.
Söyleniş
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]Ek okumalar
[düzenle]- İngilizce Vikipedi'de program
İsveççe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Yunanca πρόγραμμα (prógramma) sözcüğünden.
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: prog‧ram
Ad
[düzenle]program n
Çekimleme
[düzenle]Ek okumalar
[düzenle]- İsveççe Vikipedi'de program
Norveççe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: prog‧ram
Ad
[düzenle]program n
Ek okumalar
[düzenle]- Norveççe Vikipedi'de program
Kategori:
- Fransızca kökenli Türkçe sözcükler
- Türkçe 2 heceli sözcükler
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede bilişim
- Türkçede medya
- Türkçede politika
- ABD ağzı
- Avustralya ağzı
- BK ağzı
- Kanada ağzı
- Yeni Zelanda ağzı
- Fransızca kökenli İngilizce sözcükler
- İngilizce sözcükler
- İngilizce adlar
- İngilizce sayılabilen adlar
- İngilizcede bilişim
- İngilizce mecazlar
- İngilizce IPA okunuşu olan sözcükler
- İngilizce ses dosyaları olan sözcükler
- İngilizce 2 heceli sözcükler
- İngilizce eylemler
- İngilizce geçişli eylemler
- Eski Yunanca kökenli İsveççe sözcükler
- İsveççe 2 heceli sözcükler
- İsveççe sözcükler
- İsveççe adlar
- İsveççe nötr adlar
- Norveççe 2 heceli sözcükler
- Norveççe sözcükler
- Norveççe adlar
- Norveççe nötr adlar