Kasse

Ayrıca bakınız: kasse

Almanca

(paraların depolandığı kasa): eine Ladenkasse

Farklı yazılışlar

• Casse (eskimiş), Kassa (Avusturyaca)

Köken

İtalyanca cassa kelimesinden 16. asırda devralındı; o da Latince capsa (“konteyner”), sandık.. Kapsel ile kıyaslayın.

Söyleniş

• IPA^(anahtar): [ˈkasə]

• Ses

  (dosya)

• Kafiyeler: -asə
• Heceleme: Kas‧se

Ad

Kasse d (tamlayan hâli Kasse, çoğulu Kassen)

1. bir enstitü

   Ich will bei der Kasse etwas Geld abheben. — Kasadan biraz para çekmek istiyorum.

2. halka açık bir müessese (ofis)

   Kasa ofisi bize tutarın yalnızca bir kısmını geri ödeyecektir. — Kasa ofisi bize tutarın yalnızca bir kısmını geri ödeyecektir.

3. mevcut fonlar

   Unsere Kasse ist leer. — Yazar kasamız boş.

4. ödeme işlemlerini işlemek için bir anahtar

   Ich gehe mal eben zum Bezahlen zur Kasse. — Ödeme yapmak için kasaya gideceğim.

5. paraların depolandığı kasa

   Ich nehme mir mal ein bisschen Geld aus der Kasse. — Kasadan biraz para alacağım.

   „Der hinter der Bar stopfte das Geld aus der Kasse in eine Plastiktüte.“ — "Barın arkasındaki adam kasa gelen parayı plastik bir poşete tıktı."

   „Er zerbrach Münzrollen an der Holzkante und sortierte das Kleingeld in die Kasse ein.“ — Tahtanın kenarında bozuk para rulolarını kırdı ve parayı kasada tasnif etti.

Eş anlamlılar

• (enstitü): Geldinstitut
• (mevcut fonlar): Geldmittel, Geldreserve
• (ödeme işlemleri anahtarı): Kassenschalter, Schalter, Zahlschalter
• (paraların depolandığı kasa): Geldkasten, Geldkassette

Üst kavramlar

• (enstitü): Bank
• (mevcut fonlar): Geld
• (ödeme işlemleri anahtarı): Geldverkehr
• (paraların depolandığı kasa): Behälter

Alt kavramlar

• (enstitü): Bausparkasse, Gesundheitskasse, Girokasse, Pensionskasse, Sparkasse
• (halka açık müessese): Ersatzkasse, Familienkasse, Finanzkasse, Krankenkasse, Rentenkasse
• (mevcut fonlar; paraların depolandığı kasa): Gemeindekasse, Haushaltskasse, Kriegskasse, Landeskasse, Parteikasse, Reisekasse, Staatskasse, Vereinskasse
• (ödeme işlemleri anahtarı): Abendkasse, Barkasse, Kinokasse, Museumskasse, Raumfahrtkasse, Tageskasse, Theaterkasse, Stadionkasse
• (paraların depolandığı kasa): Bürokasse, Geburtstagskasse, Handkasse, Kaffeekasse, Ladenkasse, Portokasse, Registrierkasse, Scannerkasse, Vertrauenskasse

Deyimler

• jemanden zur Kasse bitten

Kelime birliktelikleri

• (mevcut fonlar): eine Kasse auffüllen, Schwarze Kasse
• (ödeme işlemleri anahtarı): an der Kasse zahlen
• (paraların depolandığı kasa): aus der Kasse zahlen, eine Kasse öffnen

Türetilmiş kavramlar

• (halka açık müessese): Kassenarzt, Kassenbrille, Kassencheck, Kassengestell, Kassenpatient, Kassenzwang
• (mevcut fonlar; paraların depolandığı kasa): Kassenabrechnung, Kassenanweisung, Kassenbeamter, Kassenbeleg, Kassenbericht, Kassenbestand, Kassenblock, Kassenbon, Kassenbote, Kassenbuch, Kassenerfolg, Kassenführer, Kassenfüller, Kassenkredit, Kassenmagnet, Kassenobligation, Kassenraum, Kassenschalter, Kassenschlager, Kassenschlüssel, Kassenschrank, Kassenstand, Kassensturz, Kassentisch, Kassenverwalter, Kassenwart, Kassenzettel

Ek okumalar

• Almanca Vikipedi'de Kasse