use
Görünüm
İngilizce
[değiştir]Ad
[değiştir]use (çoğulu uses)
Eylem
[değiştir]use
- bir şeyi gerçekleştirmek için başka bir şeyden yararlanmak, kullanmak
- she used her key to open the front door.
- bir kişiyi veya durumu şahsi çıkarları doğrultusunda sömürmek, kullanmak
- I couldn't help feeling that she was using me.
- (use something up) bir şeyin tamamını kullanmak, bitirmek
- (be used up) (teklifsiz konuşma) yorgunluktan veya duygusal anlamda bitmek, tükenmek
- uyuşturucu kullanmak
- (used to) bir şeyin geçmişte bir süreliğine veya düzenli olarak yapıldığını belirtmek için kullanılır. ... yapardı(m), ... ederdi(n) vs.
- I used to buy flowers everyday.
- (be/get used to) zamanla bir şeye alışmak
- she was used to getting what she wanted.
- (could use) (teklifsiz konuşma) hoşuna gitmek veya işine gelmek, işine yaramak
- I could use another cup of coffee.
- kullanma, kullanım