parasız
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Belirteç
[düzenle]parasız
- (para) para verilmeksizin, bedavadan, bedava
"Diyarbakır'da İstanbul gazetelerine parasız muhabirlik eden uygar ve zeki bir genç tanımıştım."
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "parasız" maddesi
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Ön ad
[düzenle]parasız (karşılaştırma daha parasız, üstünlük en parasız)
- (para) parası olmayan
- Hayatında ilk defa, parasız ve fakir oluşuna kızdı. - N. Hikmet
- Son gün hemen bütünüyle parasız çocuklara kalırdı bayram yeri. - A. Kutlu
- (para) para verilmeden elde edilen, bedava
- Belediye halk için parasız plajlar açmayı düşünüyor mu? - N. Hikmet