nöbet
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Ad[düzenle]
nöbet (belirtme hâli nöbeti, çoğulu nöbetler) nöbet -ti
- [1] sıra, keşik
- Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız.
- [2] sıra ile belirli süre bir yeri bekleme işi
- [3] sıra ile yapılan görev, iş
- Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler. - Y. K. Karaosmanoğlu
- [4] hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş
- Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi. - M. Ş. Esendal
- [5] vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü
- Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi. - S. F. Abasıyanık
- [6] kez, defa
- Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır. - R. N. Güntekin
- [7] resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka
Köken[düzenle]
- [1] Arapça
Atasözleri[düzenle]
Deyimler[düzenle]
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "nöbet"