meydana gelmek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Eylem[düzenle]
meydana gelmek meydana gelmek -ir meydana gelmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi meydana gelir)
- [1] olmak, oluşmak
- Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu. - Ö. Seyfettin
- Kum tanelerinden meydana gelen yazıları okumaya çalışan Bünyamin bir hayli zorlandı. - İ. O. Anar
- [2] ortaya çıkmak
- Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu. - A. H. Tanpınar
- Müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir. - N. Hikmet
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "meydana gelmek"