into
Görünüm
İngilizce
[düzenle]Edat
[düzenle]into into
Söyleniş
[düzenle]- (vurgulu)
- (vurgusuz)
- İçine. Bir şeyin başka birşeyin içine girmesi ile sonuçlanan bir eylemi anlatırken kullanılır.
- -e, -a. Fiziksel temas ile sonuçlanan bir eylemi anlatırken kullanılır.
- -e, -a. Bir şeyin durumunun değişmesini veya başka bir şeye dönüşmesini anlatırken kullanılır.
- (matematik) Bölme işleminde böleni belirtirken kullanılır.
- (teklifsiz konuşma) -e düşkün, ilgili.
Örnekler
[düzenle]- Cover the bowl and put it into the fridge.
- He crashed into a parked car.
- A peaceful protest which turned into a violent confrontation.
- 3 into 12 goes 4.
- He's into surfing and jet-skiing.
Köken
[düzenle]- Eski İngilizce in (içeri) + to (-ye)